TİYATRO

İçinde oyunlar sergilenmesi amacıyla yapılmış özel yapı. İlk tiyatro yapıları Antik Yunan'da ortaya çıkarlar. MÖ. 4. yy'dan önce ayrı bir tiyatro yapısından söz edilemez. Yunan Tiyatrosu (theatron) genel olarak doğal bir eğime oturan dörtte üç daire biçiminde dizilmiş oturma sıralarından oluşur. -Kerkides- denilen bu sıralar tam daire biçiminde bir orkhestra'yı çevrelerler. Orkhestra'nın sıralarla sınırlanmadığı yönde ise, skene denilen sahne yapısı yer alır. Bu sahne oyunun sergilenmesi işlevine hizmet etmez. Görevi tiyatro mekanını sınırlamaktır. Romalılar bu tiyatro tipini geliştirirler. Roma tiyatrosunda hem orkhestra hem de oturma soraları kesimi (cavea) yarım daire biçimindedir. skenenin önünde bir Proscenium (ön sahne) podyumu oluşmuştur ve tiyatro yapısı artık doğal bir engebe sayesinde biçim kazanmaz; serbestçe bağımsız bir yapı olarak diz zemine oturur. Yunan tiyatrosunda oyun orkhestra'da sahnelendiği halde, Roma'da burası neredeyse işlevini yitirir ve oyun mekanı Pioscenium'a kayar.

Ortaçağ'da bir tiyatro yapısı ile karşılaşılmaz. Oyunlar genellikle kent meydanlarında oynanırlar. Tiyatro'nun bir yapı tipi olarak gündeme tekrar gelişi Rönesans'tadır. En ünlü Rönesans tiyatrosunun 1580'de İtalya'nın Vicenza kentinde inşa edilen ve Palladio tarafından tasarlanan Teatro Olimpico olduğu söylenebilir. Palladio bu yapıda ana çizgileriyle Roma'ya sadık kalmıştır. Oturma kesimi yarım daire biçiminde ve basamaklıdır. Buna karşılık, proscenium'un arkasında ona açılan, sokak biçiminde beş küçük mekan yer alır ki, buna Barok'ta geliştirilecek olan -Kutu sahne-ye giden yolda ilk adım saymak olanaklıdır. 1617 ve 1628 arasında yapılan ve G.B. Aleotti'nin planladığı Parma'da ki Teatro Farnese ise, artık neredeyse Barok tiyatrodur. 17. yy'ın sonunda Barok tiyatro tüm özellikleriyle belirmiştir.
Böyle bir yapı hemen hemen eliptik biçimli ve lacalarla çevrili bir seyirci mekanını ve ondan perde aracılığıyla ayrılabilen bir kutu sahneyi içerir. 18. ve 19. yy'da bu tiyatro tipi iyice gelişecek ve özellikle sahne donanımı karmaşıklap yetkinleşecektir. 20. yy'da ise tiyatro mimarisinde yeni denemelere tanık olunur. Gropius'un Total Theater'ı kutu sahneyi ortadan kaldırmayı ve oyunun gereklerine uygun çeşitli düzenlemeler yapmaya olanak veren esnek bir yapı ortaya koymayı dener. Bu ve ileriki yüzyıllarda ortaya atılan arena sahnesi, Barok'ta kopan seyirci oyuncu ilişkisini, oyun mekanını seyirci mekanıyla bütünleştirerek yeniden kurmaya çalışmaktadır.

BLOGUMA DESTEK OLMAK İÇİN REKLAMLARI ZİYARET EDERSENİZ SEVİNİRİM) 
(I WOULD APPRECIATE IT IF YOU VISIT THE ADS TO SUPPORT)

Yorumlar