Sanatın tarihsel evrimini inceleyen bir akademik disiplin olarak sanat tarihi 19. yy Almanya'sında ortaya çıkar. Almanya'da ki ilk Kunstgeschichte (sanat tarihi) kürsüsü Berlin Üniversitesi'nde 1844 yılında kuruldu. 20. yy içinde tüm dünya üniversiteleri bu alanda eğitim ve araştırmalara başladılar. Bilimsel bir disiplin olarak çok geç ortaya çıkmakla birlikte, daha Antikite'de bile sanatın tarihiyle ilgilenildiği bilinir. Plinius doğa tarihinde kendisinden eski kaynaklara dayanarak resim ve heykel tarihinden sözetmiştir. Rönesans bu ilgiyi yeniden canlandırdı. Örneğin; Vasari sanatçıların yaşamı üzerine yazdığı kitabında -üslupların kökenleri ve nedenleriyle neden geliştirdiklerini ya da çöktüklerini araştırmayı- amaçladığını yazıyordu. Sonraki dönemlerde de Vasari'nin izinden gidenler tüm Avrupa'da bu alanda ürünler verdiler. Sanat tarihinin bilimsel bir disiplib haline gelişinde önemli bir adım Winckelmann tarafından atıldı. Winckelmann - Geschichte der Kunst des Altertums- (Eski çağ sanatı tarihi) adlı ünlü kitabında resim ve heykeli ulusal ruhun en yüce ifadesi sayarak kendisinden sonrakileri etkiledi ve bu etkileri sanatın dışında felsefe alanına dek (örneğin; Hegel'e) uzandı. 19. yy'da sanat tarihinin ana yönelimleri biçim analizleri oldu. Bu alanda özellikle Wölfflin önemli ürünler vermiştir. Focillon ise, biçimin evrimini biyolojik bir sema çinde açıklamayı amaçlayan çalışmalar yaptı. 20. yy'da sanat tarihi yazımını özellikle etkileyen diğer adlar ise; Panofsky ve Warburg'dur. Günümüzde ise; sanat tarihi alanında yapısalcı uygulamalar gitgide yaygınlık kazanmaktadır.
Yorumlar
Yorum Gönder