Sanat alanında yaşantı sözcüğü anlık algılarla elde edilen güçlü bir izlenimi ifade eder. İster mimarlık, isterse de diğer sanatlar olsun, yaşantı sanatsal ürünü kavramada kurumsal olarak ilk aşamadır. Özellikle dizimsel nitelikte olmayan sanat yapıtlarında, kişinin, ürünün ya da ikisinin birden devirgenliği söz konusu olabileceğinden, yaşantı zenginliği çok daha fazladır. Örneğin mimari yapıtta insan etkinliklerinin devingen niteliğinden ötürü çok sayıda algılama noktası ve dolayısıyla da çok büyük bir yaşantı zenginliği vardır. Yaşantı sözcüğü bütün çağların ürünleri için geçerli olmakla birlikte, ortaya çıkışı modern sanat la ilişkilidir. Örneğin Kübizm'in amaçladığı şeyin nesnelerin algılanması sırasında farklı yaşantıların onu betimlerken topluca resmedilmesi olduğu söylenebilir. Başka bir değişle, Kübizm nesneyi geleneksel resimdeki gibi tek bir bakış açısından bakan gözlemciden oluşturduğu yaşantıları betimlemeye çalışmaktır. Bu niteliğinden ötürü yaşantı kavramı sanatsal gerçekliğin kavranmasında vazgeçilmez bir önem taşımaktadır.
Yorumlar
Yorum Gönder