Bir mimarlık ürününün içinde yer aldığı kentsel ya da doğal çevreye ters düşmeyerek, onun bütünlüğünü bozmayacak nitelikte olması durumu. Çevreye uyum sorunuyla endüstri çağı öncesinde pek karşılaşılmaz. Bu dönemde her yapının zorunlu olarak aynı biçim dili ile tasarlanmakta oluşu, yapıların birbirleriyle ve sonuçta da kentsel çevreyle uyum içinde bulunmalarını sağlıyordu. Bunun yanısıra doğal çevredeki bozulma ve yapılaşma öyle önemsiz ölçekteydi ki, bir yapının doğal çevreyi bozmaması için özel bir tasarım çabası göstermek gerekmiyordu. Oysa, sanayileşme ile birlikte ortaya çıkan gelişmeler ortak mimari dili yok edip, ayrıca doğal çevreyi de aşındırınca özellikle 20. yy'da çevreye uyum sorunu da gündeme geldi. Bugün bir yapının çevreye uyması, bazı ülkelerde yasal bir zorunluluktur. Örneğin İngiltere'de bir yapı ister kentsel, ister kırsal, isterse de doğal çevrede yer almak için planlansın, tasarımı uyumluluk açısından bazı kamu kuruluşlarınca denetlenmeden ve onaylanmadan inşa edilemez. Tarihsel çevrede yeni yapı inşası da çevreye uyum sorunu kapsamında düşünülmektedir.
Yorumlar
Yorum Gönder