İslam sanatı deyimi, İslam toplumlarının dünyanın her yerinde ve her çağda yarattıkları tüm sanatsal ürünlere ve bu üretimi yönlendirdiği varsayılan davranış biçimi, ilke ve tutumlara verilen genel bir ad niteliğindedir. Bu anlamıyla İslam sanatı bir üslubun iç tutarlılığı ve bütünlüğüne sahip, tek bir sanat anlayışı olarak düşünülmektedir. Yine böyle bir değerlendirmeyle, İslam sanatı coğrafi etkenlerden ve tarihsel gelişmelerden bağımsız, donmuş bir üslup özelliği kazanmaktadır. Bu bakış açısı ve hatta deyimin kendisi Batılı sanat tarihçilerince 19. yy'da ortaya atılmıştır.
Söz konusu dönemde, gerek sanat ürünlerinin batıda tanınmayışı, gerekse de İslam ülkelerinin tarihleri konusundaki kısıtlılığı nedeniyle, hem varolan çeşitliliğin görülmesi, hem de bunun tarihsel bir süreç içinde değerlendirilmesi olanaksızdı. Bugünde etkisini yitirmekle birlikte, böylesine genel ve tarih dışı bir İslam sanatı kavramı hala bazı bilim adamları ve çevrelerince onay görmektedir.
Oysa, ayrıntılı araştırma verilerin ortaya çıkışı sonucunda, İslam toplumlarında sanatın mimarlıktan bezemeye uzanan alanlarda zengin bir çeşitlilik gösterdiği belgelenmiştir. Dolayısıyla, genel bir İslam sanatından çok, İslam ülkelerindeki sanatlardan söz etmek daha geçerli ve bilimsel bir bakış açısı haline gelmiş bulunuyor. Bu anlayış örneğin Nijerya sanatını zenci Afrika sanatıyla bağlantılı olarak ele almaktadır. Aynı biçimde Türk sanatı da, İslam sanatı içinde bir parça olarak düşünülmeyip Orta Asya'dan Balkanlar'a uzanan coğrafya ve tarihsel gelişim içinde incelenmektedir.
Söz konusu dönemde, gerek sanat ürünlerinin batıda tanınmayışı, gerekse de İslam ülkelerinin tarihleri konusundaki kısıtlılığı nedeniyle, hem varolan çeşitliliğin görülmesi, hem de bunun tarihsel bir süreç içinde değerlendirilmesi olanaksızdı. Bugünde etkisini yitirmekle birlikte, böylesine genel ve tarih dışı bir İslam sanatı kavramı hala bazı bilim adamları ve çevrelerince onay görmektedir.
Oysa, ayrıntılı araştırma verilerin ortaya çıkışı sonucunda, İslam toplumlarında sanatın mimarlıktan bezemeye uzanan alanlarda zengin bir çeşitlilik gösterdiği belgelenmiştir. Dolayısıyla, genel bir İslam sanatından çok, İslam ülkelerindeki sanatlardan söz etmek daha geçerli ve bilimsel bir bakış açısı haline gelmiş bulunuyor. Bu anlayış örneğin Nijerya sanatını zenci Afrika sanatıyla bağlantılı olarak ele almaktadır. Aynı biçimde Türk sanatı da, İslam sanatı içinde bir parça olarak düşünülmeyip Orta Asya'dan Balkanlar'a uzanan coğrafya ve tarihsel gelişim içinde incelenmektedir.
Yorumlar
Yorum Gönder