Emily Dickinson'un "I heard a Fly buzz when I died" şiiri, ölüm temaları üzerine yoğunlaşır ve insanın ölüm karşısındaki ruh halini ele alır. Şiir, bir kişinin ölüm sırasında bir sinek sesi duymasını anlatır ve bu sıradan olayın taşıdığı anlamsal derinliği vurgular.
I heard a Fly buzz - when I died - The Stillness in the Room Was like the Stillness in the Air - Between the Heaves of Storm -
The Eyes around - had wrung them dry - And Breaths were gathering firm For that last Onset - when the King Be witnessed - in the Room -
I willed my Keepsakes - Signed away What portion of me be Assignable - and then it was There interposed a Fly -
With Blue - uncertain - stumbling Buzz - Between the light - and me - And then the Windows failed - and then I could not see to see -
Ölürken bir Sinek sesi duydum - Oda durgunluğu Fırtınanın arasında bir hava kadar durgundu - Nefesler toplanıyor - Gözleri etrafta kuru kalmıştı - Kralın odada şahit olacağı Son hücuma hazırlanıyorlardı -
Eşyalarımı vasiyet etmiştim - Benim içimde olan Atanabilir kısım - ve o zaman Ortaya bir Sinek çıktı -
Belirsiz, mavi bir çarpışma ile - Işığın - ve benim aramda - Sonunda pencereler başarısız oldu - ve sonra Göremeyecek hale geldim -
Şair, ölümün durgun ama yine de ani bir olay olduğunu vurgular. Şiirde yer alan sinek sesi, ölümün yakınlığını resmederken, odadaki sessizliğin de önemine dikkat çeker. Ayrıca, bu sıradan olayın bile ölüm üzerindeki derin etkisini vurgulayan bir metafor olarak da kullanılır.
Şiir aynı zamanda hayatta kalma arzusunda olan insanların son anlarında bile düşüncelerinin ne kadar pratik ve dünyevi kalabileceğini de vurgular. Dickinson, bu düşüncelerin hiçbir öneminin kalmayacağı şekilde ölümün son anlarında, hayatta kalanların ne kadar zayıf kaldığını da anlatır.
Emily Dickinson'un "I heard a Fly buzz when I died" şiiri, merak uyandıran bir ölüm deneyimi ile birlikte insanın ölüme karşı hissettiği duyguların tasvir edildiği, derin düşüncelere yol açan bir şiirdir.
Yorumlar
Yorum Gönder