Osmanlı devletinin sınırları içinde 1299'dan 1923'e dek gelişen sanat. Şu dönemlere ayrılır;
a) Erken Osmanlı sanatı (1299-1453)
İstanbul'un fethi öncesinde Osmanlı sanatının oluşum dönemidir. En önemli ürünleri mimarlık ve mimari bezeme alanlarında görülür. Çok işlevli cami gibi yeni bir yapı tipi de yine bu dönemde belirir. Kubbe Selçuklu dönemindekinin aksine, mimarlıkta ana örtü ögesi haline gelir. Bursa Ulucamisi Edirne'de Yeni cami'de en başarılı örnekleri görülen yeni bir kubbeli ulucami tipi ortaya çıkar.
b) Klasik Osmanlı sanatı (1453- 1720)
Sanatta yeni Osmanlı sentezi İstanbul'un alınışıyla birlikte başlar. Mimarlıkta önceki dönemde denenmeyen büyük boyutlu strüktürel çözümlere yönelinir. Kubbenin olanakları bu çağda araştırılacak ve Sinan'la birlikte, Süleymaniye, şehzade ve Selimiye gibi örneklerde doruk noktasına çıkan başarılara ulaşacaktır. 16. yy'ın sonundan 18. yy'ın başına dek mimarlık Sinan'ın geliştirdiklerini aşma çabası pek göstermez. Sultanahmet ve Yeni cami 16. yy'ın çizgisini bazı gelişmelerle de olsa sürdürürler. 16. yy'da ki mimarlıktaki gelişme ile aynı düzeye ulaşamasa da, diğer sanatlarda da atılım gözlemlenir. Çini, hat, halı, minyatür, mimari bezeme alanlarında ünlü ustalar yetişir. Hat sanatında Şeyh Hamdullah, minyatürde Nigari gibi ustalar bu dönemde yetişmiş, Osmanlı saray halıları bu dönemde belirmiş ve çini sanatında İznik yine bu çağda en başarılı örneklerini vermiştir.
c) Osmanlı Baroğu (1720-1820)
Yaklaşık 1720'den başlayarak Osmanlı sanatında Batı etkileri görülmeye başlar. Nuruosmaniye, Laleli, Ayazma camilerinin örneklediği mimarlık klasik düzenden hızla uzaklaşan, fakat, Batı öykünmeciliğinden de uzak yeni bir sentez arayışı içine girerler. Aynı Batı-Osmanlı bileşimi tüm sanat dallarında, özellikle de, bezemede gözlemlenir. Barok Türkiye'ye özgü yeni bir anlatıma kavuşturulur.
d) Osmanlı Eklektisizmi (1820-1923)
Barok dönemde Batı'yı yorumlayan ve öykünmeci olmaktan uzak bulunan Osmanlı sanatı, 19. yy'da büyük oranda Batı yörüngesine girer. Bu değişim Batı'lı bazı sanatçıların Türkiye'de ürünler vermesiyle de gelişir. Önceleri Batı'nın ürünlerini taklitle yetinen mimarlık, 20. yy'ın başında, bu kez de kendi sanatının kendi geçmişinden yararlanan bir başka eklektisizme yönelir. Batılı anlayışta resim'de yine 19. yy2ın ikinci yarısında ortaya çıkar ve Türk primitifleri diye adlandırılan ilk yağlı boya ressamları belirir. Mimarlıkta bu dönemin ilk yarısını tartışmasız en ünlü mimarları Balyan ailesinden yetişmişlerdir. İkinci yarıda (20 yy'ın başında) ise, Kemalettin ve Vedat beyler önder olmuşlardır. En önemli yapılar: Birinci dönemde Dolmabahçe sarayı, Çırağan sarayı, Dolmabahçe ve Cihangir camileridir. İkinci dönemde 4. Vakıf han, Üsküdar ve Kadıköy kaymakamlıkları ve Büyük postanedir.
a) Erken Osmanlı sanatı (1299-1453)
İstanbul'un fethi öncesinde Osmanlı sanatının oluşum dönemidir. En önemli ürünleri mimarlık ve mimari bezeme alanlarında görülür. Çok işlevli cami gibi yeni bir yapı tipi de yine bu dönemde belirir. Kubbe Selçuklu dönemindekinin aksine, mimarlıkta ana örtü ögesi haline gelir. Bursa Ulucamisi Edirne'de Yeni cami'de en başarılı örnekleri görülen yeni bir kubbeli ulucami tipi ortaya çıkar.
b) Klasik Osmanlı sanatı (1453- 1720)
Sanatta yeni Osmanlı sentezi İstanbul'un alınışıyla birlikte başlar. Mimarlıkta önceki dönemde denenmeyen büyük boyutlu strüktürel çözümlere yönelinir. Kubbenin olanakları bu çağda araştırılacak ve Sinan'la birlikte, Süleymaniye, şehzade ve Selimiye gibi örneklerde doruk noktasına çıkan başarılara ulaşacaktır. 16. yy'ın sonundan 18. yy'ın başına dek mimarlık Sinan'ın geliştirdiklerini aşma çabası pek göstermez. Sultanahmet ve Yeni cami 16. yy'ın çizgisini bazı gelişmelerle de olsa sürdürürler. 16. yy'da ki mimarlıktaki gelişme ile aynı düzeye ulaşamasa da, diğer sanatlarda da atılım gözlemlenir. Çini, hat, halı, minyatür, mimari bezeme alanlarında ünlü ustalar yetişir. Hat sanatında Şeyh Hamdullah, minyatürde Nigari gibi ustalar bu dönemde yetişmiş, Osmanlı saray halıları bu dönemde belirmiş ve çini sanatında İznik yine bu çağda en başarılı örneklerini vermiştir.
c) Osmanlı Baroğu (1720-1820)
Yaklaşık 1720'den başlayarak Osmanlı sanatında Batı etkileri görülmeye başlar. Nuruosmaniye, Laleli, Ayazma camilerinin örneklediği mimarlık klasik düzenden hızla uzaklaşan, fakat, Batı öykünmeciliğinden de uzak yeni bir sentez arayışı içine girerler. Aynı Batı-Osmanlı bileşimi tüm sanat dallarında, özellikle de, bezemede gözlemlenir. Barok Türkiye'ye özgü yeni bir anlatıma kavuşturulur.
d) Osmanlı Eklektisizmi (1820-1923)
Barok dönemde Batı'yı yorumlayan ve öykünmeci olmaktan uzak bulunan Osmanlı sanatı, 19. yy'da büyük oranda Batı yörüngesine girer. Bu değişim Batı'lı bazı sanatçıların Türkiye'de ürünler vermesiyle de gelişir. Önceleri Batı'nın ürünlerini taklitle yetinen mimarlık, 20. yy'ın başında, bu kez de kendi sanatının kendi geçmişinden yararlanan bir başka eklektisizme yönelir. Batılı anlayışta resim'de yine 19. yy2ın ikinci yarısında ortaya çıkar ve Türk primitifleri diye adlandırılan ilk yağlı boya ressamları belirir. Mimarlıkta bu dönemin ilk yarısını tartışmasız en ünlü mimarları Balyan ailesinden yetişmişlerdir. İkinci yarıda (20 yy'ın başında) ise, Kemalettin ve Vedat beyler önder olmuşlardır. En önemli yapılar: Birinci dönemde Dolmabahçe sarayı, Çırağan sarayı, Dolmabahçe ve Cihangir camileridir. İkinci dönemde 4. Vakıf han, Üsküdar ve Kadıköy kaymakamlıkları ve Büyük postanedir.
(BLOGUMA DESTEK OLMAK İÇİN REKLAMLARI ZİYARET EDERSENİZ SEVİNİRİM)
(I WOULD APPRECIATE IT IF YOU VISIT THE ADS TO SUPPORT)
Yorumlar
Yorum Gönder