Resim sanatında üç boyutlu nesne ve varlıkların iki boyutlu olarak üzerinde betimlendiği düzlem. Kullanımı tüm uygarlık ve üsluplarda farklıdır. Örneğin,
Rönesans ve sonrasında
Modernizm'in başlangıcına dek, Avrupa sanatı resim düzlemini nesnelerden sanatçının gözüne gelen ışınların kestiği saydam bir düzlem olarak değerlendirmiştir. Bu anlamıyla resim düzlemi, sanatçının gördüğünü -gördüğü biçimde- resmetmesini sağlayan bir araçtır. Oysa, diğer toplumların sanat yapıtlarında resim düzlemi ancak varsayımsal bir gerçeklik taşır. Batı sanatında -resmetmenin aracı- olan resim düzlemi, diğer toplumlar için -resmin amacı-dır. Gerçeklikler izdüşümleriyle onun üzerine saptanmaz; tam tersine gerçekleştirmek istenen şey, betileri onun üzerinde amaçlanan etkiyi verecek biçimde kompoze etmektir. Dolayısıyla nesnelerin gerçekte nasıl göründükleri değil, resim düzlemi içinde nasıl düzenlendikleri sorunu ağırlık taşır. Örneğin,
geleneksel Türk resim sanatı bu anlayışla çalışmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder